30 Ağustos 2023 Çarşamba

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI


 💜30 Ağustos Zafer Bayramı💜

 Her türlü resmi tatilde nöbetçi olmak canımı sıksa da beni mutlu eden faktörleri bir araya topladım. Renklerin uyumuna ben de şaşırdım ve hemen fotoğrafladım.

 Sabah hastaları devralıp işlerimi toparladıktan sonra günlük kahvemi almadığımı farkediyorum, normalde bu hazır soğuk kahveleri pek sevmiyorum ben şekeri fazla geliyor ama hastane şartlarında en iyisi bu.

 Sabahattin Ali'nin  okumaktan keyif aldığım bir dili var. Bu kitabı da Sabahattin Ali'nin Ayşe Sıtkı'ya mektuplarından derlenmiş. Ayşe Sıtkı' nın torununun izniyle yayınlanmıştır. Henüz başındayım ama çok keyif alarak okuyorum. Ayşe Sıtkı'nın "Hiçbir şeye aldırma Sabahattin nasıl olsa hepsi yaşamak değil mi?" sözünün ilhamıyla ortaya Aldırma Gönül  gibi bir şiir ortaya çıkarıyor Sabahattin Ali, bizler de hala severek dinliyoruz. 

25 Haziran 2023 Pazar

ÇOCUKLARDA KANSER BELİRTİLERİ-FARKINDALIK


Başlık sizi korkutmasın, ancak erken teşhis önemli, bizim için belirleyici olan bunu fark ederseniz bir çocuk doktoruna gidin diyebileceğimiz belirtileri sıralamak istedim.

Vücudun farklı yerlerinde ele gelen şişlikler

Ciltte morluklar,kanama

Ani kilo kaybı 

Kemiklerde eklemlerde ağrı, kendini yorgun hissetme 

Cilt renginde solukluk

Özellikle sabah uyanınca kusma

Tabiki bunlar her zaman kesinlikle kanser demek değildir, dikkatli olmak ve gereken tetkikleri yapmak gerekir. 




SIK HASTALANAN ÇOCUK


 Anne babaların en sık yakındığı şey, çocuğum sürekli hasta hiç iyileşmiyor, hastaneden çıkamıyoruz. Peki sık hastalanan çocuk her zaman bağışıklık sistemiyle ilgili bir hastalığa mı sahiptir, hayır çocuk alerjik bir çocuk olabilir, evde sigara içiliyorsa tetikleyebilir, toz ve polene karşı aşırı hassas olabilir, iyi beslenmiyordur veya hijyen kurallarına dikkat etmiyordur . Okula yeni başlayan bir çocuk yılda 6-8 kez hasta olabilir,daha fazlası araştırılmalıdır. Ülkemizde D Vitamini eksikliği olduğu için çocuklara yenidoğan döneminde D vitamini damlası başlanmalıdır, 1 ay sonra demir tedavisi başlanmalıdır ilk 1 yıl takviye önemlidir.Erken çocukluk döneminde balık tüketimi önemlidir. Anne emziriyorsa haftada 1 balık tüketimi önerilir.

İLK ADIM DİZLİĞİ









 Atalarımız ne demiş çocuk düşe kalka büyür, sadece çocuk da değil hayatın her döneminde düşe kalka öğrenir insan, belki yaralanır canı yanar ama sonraki hayatına daha güçlü devam eder. Çünkü tehlikenin ne olduğunu tanımıştır önlem almayı öğrenir.

Peki çocukları aşırı korumacı yetiştirmek ne kadar doğru. Hiç düşmesin hiç canı yanmasın onun yerine hep ben düşüneyim onu kurtarayım her türlü önlemi alayım...

Çocuğumuza iyilik değil kötülük yapmış oluruz. 

Bebek mağazasında öyle bir ürün düşünün ki gördüğüm anda uzun uzun bu düşüncelere daldım. Bebek emekleme dizliği...

Aman çocuğum emeklerken dizini yere sürmesin.Sonra kısa bir araştırma yaptım  kafa koruyucu kask, ilk adım pantolonu satılan diğer ürünler arasında. Bu düşüncenin devamını tahmin edebiliyor musunuz, çocuğum hiç düşmesin hiç dizi kanamasın...

Çocuklarımızı tabiki koruyalım ama hayatı öğrenmelerine engel olmayalım. Her şey hayatın akışında güzel. 

24 Haziran 2023 Cumartesi

Eski ve Yeni





  Lisedeyken duygularımı yazdığım bir defterim vardı kendimle konuşmak gibiydi yazmak.Amaçlarımı hedeflerimi yazmak beni motive ederdi. Bugün o defteri bir taşınma esnasında kaybettiğimi hatırladım. Her hatırladığımda üzülürüm.Sonra uzun süre yazmaktan vazgeçtim, yazılarım tanımadığım insanların elinde okuyorlar diye. Şimdilerde yeniden yazmaya başladım ama bu kez birilerinin de okuması amacıyla yazıyorum ve yayınlıyorum. Geri dönüp baktığımda o zaman nele düşündüğümü okumak bana keyif veriyor.



  Bize anlamsız gelen anlar bile zamanla özlenen anılara dönüşür.Ondandır ki geçmiş hep özlenir. Eski şarkıların, eski dizilerin hep daha güzel olduğunu düşünürüz diğer yandan eski kıyafetler, makyaj tercihleri, mobilya seçimleri geriye dönük bakınca bize çok kötü gelir. 

  Bu sırada tam bir fikir uçuşması yaşıyorum ve reklamların her zaman bizi daha güncel olana modaya alıştırması ve eskiyi beğenmememize neden olduğunu farkediyorum. Eski dizilerin bizde uyandırdığı hissi severiz ancak eski kıyafetlere baktığımızda bunu nasıl giymişim deriz gözümüze çok kötü görünür. Aslında insan doğası gereği alışık olduğunu daha çok sever alışılmışın dışına çıkmakta zorlanır. Ancak reklamlar, pazarlama ve satış politikaları bizleri yeni çıkan bir ürüne alıştırır sürekli gözümüze sokar onun daha güzel olduğuna inanırız. Peki sizce bunun önüne geçmek mümkün mü, tüketim çılgınlığına dur demek mümkün mü? Ben artık zor olduğuna inanıyorum. Yeni bir ayakkabı alıyorum bu çok güzel uzun bir süre bunu giyerim diye düşünüyorum sonra yeni bir model çıkıp instagramda reklamlarda sürekli karşıma çıkıyor ve ben elimdekini artık o kadar güzel görmüyorum. 

8 Nisan 2023 Cumartesi

TIP TARİHİNDE UNUTULMAZ FACİA










 Thalidomid 1953 yılında Alman  ilaç firması olan Grünenthal tarafından sentezlendi. 1957 yılında ise bu maddeyle Contergan adında ilaç üretilip piyasaya sürüldü. Bu ilaç sinirlilik, zayıf konsantrasyon, anksiyete, uykusuzluk, hipertiroidizm, migren ve bulaşıcı hastalıklar gibi çeşitli endikasyonlara çare bulunabiliyordu.


Başarılı bir pazarlamayla Batı Almanya’da en çok tercih edilen ilaçlardan biri oldu. Hatta kusma ve bulantı gibi sorunları daha hafif hissettirdiği için hamile kadınların en gözde ilacı oldu. Ayrıca ilaç, sadece Batı Almanya ile sınırlı kalmayıp 40 küsur ülkede satılmaya başladı. (Kanada, Japonya, İngiltere, Avustralya da bu ülkeler arasındadır)

 İlacı kullanan insanlarda zamanla kabızlık, halsizlik, çevresel sinir sistemi hastalıkları, baş ağrıları, kas ağrıları gibi yan etkiler oluşmaya başladı. En ağır hasar ise gebe kadınların doğum yapmalarıyla ortaya çıktı. İlaç, hamilelik döneminde kullanıldığında bebek gelişimini oldukça olumsuz etkiliyordu. 



Sonuçta, binlerce bebek deformiteyle doğdu. En yaygın doğumsal fonksiyon bozukluğu ise gelişmemiş kol ve bacaklarla doğan bebeklerdi. Tüm bu yan etkiler sonrasında çeşitli ülkelerden doktorlar, hamilelik esnasında bu ilacı kullanan annelerin bebeklerinin konjenital malformasyonu ile thalidomide etken maddesi arasında bir bağlantı olabileceğine dair raporlar hazırladılar. Hazırlanan raporlar neticesinde ilaçla ilgili yasal düzenlemelerin yapılmadığı anlaşıldı. Bu skandal sonrasında ilaç piyasadan toplatıldı ve bazı ülkeler ilaç firmasına dava açtı.





Bizler de önemli bir bilim insanı olan Veteriner Hekimi Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün sayesinde Amerika’dan sonra ilacın giremediği ikinci ülke olduk. Oldukça donanımlı bir kişiliğe sahip olan Süreyya Tahsin Aygün, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarına katılmış, İstiklal madalyası ile ödüllendirilmiş kahraman bir komutandı ve Türkiye’nin kök hücre kavramıyla tanışmasını sağlayan ilk kişiydi. Kök hücre tedavisiyle birçok çocuğun hayatını kurtardı. Hatta birçok Alman vatandaşını kök hücre tedavisiyle iyileştirdiği için Almanya’da adına bir enstitü bile kuruldu.


Süreyya Tahsin Aygün, kahramanlığını cephelerde bırakmayıp, yaptığı bilimsel çalışmalar sayesinde Thalidomide etkin maddeli ilacın Türkiye’ye girişini önleyerek gelecek nesillerimizi de kurtarmıştı. Aygün, ilacın kullanımı ve bebeklerdeki gelişim geriliğinin orantılı bir şekilde ilerlediğini fark etmiş ve ilacın ülkeye satışı yapılmadan araştırmalara başlamış, Thalidomide etken maddesinin tavuk embriyosunda kültürünü yaparak oluşturduğu teratojenik etkiyi tespit etmişti. Bu ilacın kuvvetli yan etkilerinin olduğunu, faydasından çok zararının olduğunu gördükten sonra Sağlık Bakanlığı’na, ilacın ruhsatlanmaması ve ülkemize girişini yasaklatmak için başvuruda bulundu. İlacın ülkemize girişi henüz onay aşamasındayken, başvurusu kabul edildi ve Thalidomide’nin vereceği zarar, başlamadan bitmiş oldu.


Tarihin gördüğü bu acı tecrübe bizlere gösterdi ki, kapsamlı güvenlilik testleri yapılmadan piyasaya sürülen her ilaç, hastalığa şifa olmak yerine yeni hastalıklar doğurur. Tıpkı thalidomide faciasında olduğu gibi. Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün ve Dr. Frances Kelsey gibi bilim insanlarının işini en doğru şekilde yapmaları sayesinde bu tür olası faciaların yaşanması önlenecektir. 

2 Nisan 2023 Pazar

Çocuklarda Obezite ve Diyabet İlişkisi

 


Obezite alınan kalori miktarının harcanan kalori miktarından fazla olmasıyla fazla kalorinin yağ olarak depolanmasıdır. Vücut kitle indeksi hesaplanarak fazla tartılı, obezite ve ciddi obezite olarak sınıflandırılır.

Obezitenin artmasına neden olan faktörler

*genetik

*yaş,cinsiyet

*beslenme alışkanlıkları 

*fiziksel aktivite

*tv, bilgisayar başında geçirilen süre

*uyku düzeni

*kortizol, antidepresan vb ilaç kullanımı


Obezite kan şekerinde artışa yol açarak diyabete yatkınlık yapar kontrol altına alınmazsa tip 2 diyabet olarak puberte döneminde çocuklarda karşımıza çıkar. Aynı zamanda uyku apne sendromu, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, polikistik over sendromu gibi hastalıklara yol açar.




Obezitenin önlenmesi için,

*her öğün sonrası yürüyüş, egzersiz

*fast food, paketli gıda, işlenmiş gıda, şekerli içecekler azaltılmalı, lifli gıda sebze meyve tüketimi artırılmalı

*haftada en az 5gün günde en az 20dk kalp hızını artıracak egzersiz, bisiklet sürme, yüzme

*ekran başında geçirilen süre 1 2 saat ile sınırlandırılmalı

*uyku düzeni sağlanmalı 

*kontrol altına alınamayan ve ek hastalıklara yol açan obezite 10 yaş sonrası çocuklarda ilaç tedavisi denenir.